01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Ersin Tatar: Bugün üzerinde devlet kurduğumuz, özgür olarak yaşadığımız bir vatana sahipsek bu, Mücahit ve Mehmetçik sayesindedir

KKTC'nin kuruluşunun 38. yılı, KKTC genelinde kutlanmaya devam ediyor. Başkent Lefkoşa'daki Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Tatar'ın yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, bakanlar, milletvekilleri, KKTC'nin ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığını temsilen Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, askeri erkan, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan tören, Cumhurbaşkanı Tatar'ın tören birliklerini denetlemesi ve halkı selamlamasıyla devam etti. "YÜCE TÜRK ULUSUNUN EŞSİZ DESTEK VE YARDIMI HER ZAMAN BİZİMLE OLMUŞTUR" Cumhurbaşkanı Tatar, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının en mutlu günlerinden birisini 15 Kasım 1983'te yaşadığını belirterek, onurlu bir varoluş mücadelesi ve eşsiz fedakarlıklarla kurdukları KKTC'nin 38. kuruluş yılını büyük bir coşkuyla kutladıklarını söyledi. Kıbrıs Türk halkının milli mücadele lideri Dr. Fazıl Küçük ve KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın sık sık "bir halkın ulaşabileceği en yüce ve onurlu mertebe, bağımsız-egemen bir devlete sahip olmasıdır" yönünde açıklamalarda bulunduğunu aktaran Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıbrıs Türk halkı olarak eğer bugün, başı dik ve onurlu bir biçimde kendi vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak bunu her türlü bedeli gözünü kırpmadan ödeyen kahraman halkımıza, aziz şehitlerimize, gazilerimize, ulusal kahramanlarımıza, Dr. Fazıl Küçük'ten Rauf Raif Denktaş'a uzanan şanlı ecdadımıza ve ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti'ne borçluyuz. Ne mutlu ki bu soylu mücadelenin her aşamasında kopmaz, ayrılmaz bir parçası olduğumuz yüce Türk ulusunun eşsiz destek ve yardımı her zaman bizimle olmuştur." Tatar, Kıbrıs Türk halkının kurucusu ve ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden, 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla silah zoruyla atıldığını hatırlatarak, şehitler ve gazilerin destansı bir varoluş mücadelesi verdiğini, bu günlere büyük acılar ve soykırım girişimlerine karşı direnerek geldiklerini vurguladı. 15 Temmuz 1974'te tüm dünyanın gözleri önünde askeri darbe ile Kıbrıs Helen Devleti'ni ilan eden Yunan cuntasını, etkin ve fiili garantörlük hakkını kullanarak durduranın Türkiye olduğunu anımsatan Tatar, şu ifadeleri kullandı: "Çağrımız üzerine, can ve mal güvenliğimiz ve istiklalimiz için 20 Temmuz sabahı Kıbrıs'a bir barış harekatı gerçekleştirilmemiş olsaydı bugün Kıbrıs, bir Yunan Adası'na dönecekti. Bugün üzerinde devlet kurduğumuz, özgür olarak yaşadığımız bir vatana sahipsek bu, Mücahit ve Mehmetçik sayesindedir. 15 Kasım 1983'te KKTC'nin ilanı, Rum tarafının bizim egemen eşitliğimizi kabul etmemesi, bizlerle yetki ve refah paylaşımını reddetmesi ve uluslararası camianın sadece Rum tarafının sesini duymasının bir sonucudur." Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafına, anayasasını talan ettikleri ve bir Rum devletine dönüştürdükleri sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ne dönüş çağrısı yaptığını ve kendilerini zamanla asimile etmeyi hayal ettiğini belirten Tatar, bu hayal nedeniyle 53 yıl süren müzakerelerde Rumların tüm önerileri reddettikleri gibi, Kıbrıs müzakere tarihinde ilk kez eş zamanlı ve ayrı ayrı referanduma götürülen 2004 Annan Planı'nı da reddettiklerini hatırlattı. "EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ KABUL EDİLMEDEN BİR MÜZAKERE SÜRECİNE GİRMEYECEĞİZ" Tatar, yarım asrı aşkın bir süredir müzakerelerde zemin olarak yer alan "federasyon" modelinin tükenmiş olduğunu en üst düzeyde ilgili uluslararası taraflara ilettiklerinin altını çizerek, şunları söyledi: "Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyeceğimiz de resmi pozisyonumuz olarak kayda geçirilmiştir. Kıbrıs'ta adil ve sürdürülebilir bir çözüm sadece halihazırda var olan iki devlet gerçeğine ve iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve egemen eşitliğine dayalı olarak gerçekleştirilebilir. Kıbrıs Türk halkının özgür iradesiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olarak, Kıbrıs'ta yeni sorunlara ve belirsiz bir geleceğe adım atmak yerine Ada'da ve Ada etrafında olan sorunlara çözüm üretebilecek yeni vizyonumuz ile yeni bir dönemin kapısını açmış bulunmaktayız. İsviçre'nin Cenevre kentinde 27-29 Nisan'da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres öncülüğünde gerçekleşen 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu konferansta, BM'ye Kıbrıs'ta kalıcı çözüm için 6 maddeden oluşan bir öneri sundum. Bu önerimle müzakere masasına ilk kez egemen eşit iki ayrı devletin varlığına ve kurumsal iş birliğine dayalı çözüm önerimiz konulmuş oldu. Her daim olduğu gibi Cenevre'de yanımızda olan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na Kıbrıs Türk halkı adına teşekkür ederim." Tatar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve tüm sorunların çözümünde KKTC'ye her türlü desteği veren başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a ve emeği geçen tüm devlet yetkililerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Tatar, "Kapalı Maraş'ı açma kararımız, Kıbrıs meselesine yeni bir boyut kazandırmıştır. Maraş, bizim egemenliğimizdedir ve KKTC toprağıdır. Yıllardan beridir mallarını ve mülklerini değerlendiremeyen hak sahiplerinin askeri bölge statüsünün kaldırılmasını takiben mülklerine sahip çıkmaları insan hakları bakımından da son derece önemlidir." dedi. Maraş'ın yüzde 3,5'ine tekabül eden bir bölümün "askeri bölge" statüsünden çıkarıldığını kaydeden Tatar, uluslararası hukuk ve insan haklarına uygun olarak mülk ve mal sahiplerine, Taşınmaz Mal Komisyonuna başvurarak mallarını geri alabilme olanağı tanındığını da söyledi. Tatar, Kıbrıs'ta ve bölgede kritik gelişmeler yaşanırken, Doğu Akdeniz'deki jeopolitik durumun hidrokarbon kaynakları üzerinden bir mücadeleye dönüştüğünü belirtti. "ANA VATANIN VERDİĞİ KARARLI DESTEĞE MÜTEŞEKKİRİZ" "Buradaki ana hedef, Doğu Akdeniz'deki Türk egemenliğinin temel noktalarından olan KKTC'yi tasfiye edip, ana vatan Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den uzaklaştırmaktır." diyen Tatar, şöyle devam etti: "Bu durum, yoğun ve karmaşık bir siyasi mücadelenin yanı sıra gerginliğin ve askeri faaliyetlerin de yoğunlaşmasına neden olmuştur. Gerginliğin ana nedenlerinin biri de Rum-Yunan ikilisinin olumsuz tutumları ile silahlanma faaliyetlerine devam etmeleridir. Kıbrıs Türk halkı olarak Kıbrıs Ada'sını çevreleyen denizlerdeki haklarımıza sahip çıkma kararlığı içerisindeyiz. Ana vatan Türkiye ile bu yönde yapılan anlaşmalara bağlı olarak ana vatanın verdiği kararlı desteğe müteşekkiriz." Tatar, egemen eşitlik temelinde Kıbrıs Adası etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinden yararlanmak konusunda Rum kesimine yaptıkları iş birliği önerilerini bir kez daha tekrarlayarak, Rum tarafının bu iş birliği önerisine kulak asmaması ve Ada çevresinde tek yanlı girişimlere kalkışması halinde bunlara kesinlikle karşılık verileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar, "Devletimizin ilanı ve kuruluşu, aynı zamanda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün komutasında silah arkadaşları, kahraman Mehmetçikler ve fedakar, cefakar Anadolu insanının el ele vererek, gerçekleştirdiği zaferlerden, Kurtuluş Savaşı'ndan ilham alınarak taçlandırılan bir eserdir, gurur abidesidir. 15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs'ta bir dönüm noktasıdır." diye konuştu. Tatar, bu anlamlı günde başta Küçük ve Denktaş ile aziz şehitleri rahmetle yad ederek, gazilere minnetlerini sundu. Konuşmanın ardından halk dansları gösterisi ve resmi geçit töreni yapıldı.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs'ta artık federal bir anlaşma mümkün olmadığını söyledi

Cumhurbaşkanı Tatar, Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamındaki "ADFLeadersTalks" paneline konuşmacı olarak katıldı. Crans Montana Forumu İcra Başkanı ve Kurucusu Jean-Paul Carteron moderatörlüğünde "Kıbrıs Anlaşması: Aslolan Hakkın Onayı" başlığıyla düzenlenen panelde konuşan Tatar, ADF gibi önemli bir organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve hükümete teşekkür ederken Kıbrıs Türkleri olarak böyle bir toplantıda seslerini duyurma imkanı bulduklarının altını çizdi. Tatar, konuşmasının başında Kıbrıs'ın tarihi ve Kıbrıs Türklerinin Ada'daki geçmişinden bahsederken Osmanlı'nın 1571'de Kıbrıs'ı fethetmesiyle Türklerinin buraya yerleştiğini hatırlattı. Kıbrıs'ta var olma mücadelesi verdiklerini, Rumlar tarafından çok defa Ada'dan atılmaya zorlandıklarını anımsatan Tatar, 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ta Yunanistan'daki askeri cuntanın desteğiyle ve Ada'yı Yunanistan'a bağlamak amacıyla darbe yapıldığını ancak 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada'da barışın tesis edildiğini söyledi. Tatar, "Türkiye 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmemiş olsaydı kan dökülecekti ve Kıbrıslı Türkler öldürülecekti. Türkiye'yi hiçbir zaman işgalci bir güç olarak görmedik. Türkiye, Ada'nın ve Kıbrıs Türkeri'nin barışı için orada. Biz de Türkiye'nin Ada'da bulunmasına ve garantörlüğüne büyük önem veriyoruz. Barış ve istikrar olacaksa, Türkiye'nin Ada'daki mevcudiyeti çok önemli." dedi. Kıbrıs meselesinde yarım asrı aşkın süredir devam eden "federasyon" temelli müzakerelerden çok yorulduklarını belirten Tatar, geçmişteki Kıbrıs Türk liderlerinin, Kıbrıs konusunu çözmek için fazlasıyla gayret ettiğini ancak Rumların uzlaşmaz tavrı nedeniyle kalıcı bir barış sağlanamadığını ifade etti. "KIBRIS'TA ARTIK FEDERAL BİR ANLAŞMA MÜMKÜN DEĞİL" Tatar, Kıbrıslı Rumların federal zeminde bir çözüm anlayışının Türklerden farklı olduğunun altını çizerek, Rumların, Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmasını ve Türkiye'nin de Ada'dan gitmesini arzuladığını ancak bunu kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Ekim 2020'de cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye ile Kıbrıs konusunda yeni bir politika belirlediklerini kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta artık federal bir anlaşma mümkün değil. Olası bir anlaşmanın sadece yan yana yaşayan ve bağımsız iki devletin varlığıyla olabileceğine inanıyoruz." dedi. Kıbrıs Türklerinin 1963'ten beri kendi devletinin çatısı altında ve 1983'ten bu yana da kendi cumhuriyetinde yaşadığını kaydeden Tatar, yeni dünya düzeninde Rum devletine dönüşmüş "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile KKTC'yi bir araya getirmenin nafile bir çaba olacağını belirtti. "BİZİM POLİTİKAMIZI (İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM) TÜRKİYE DESTEKLİYOR" Tatar, "Bizim politikamızı (iki devletli çözüm) Türkiye destekliyor. Biz, Ada'da ve bölgede, istikrar, barış ve güveliğin sürmesini istiyoruz, bu yüzden Kıbrıs Türkleri olarak Ada'daki eşit bağımsızlığımız için çalışmayı sürdüreceğiz." diye konuştu. Nisan 2021'de Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde 5+1 formatında Cenevre'de gerçekleşen ve garantör ülkelerin de yer aldığı gayriresmi Kıbrıs konferansında "iki devletli çözüm" modelini masaya getirdiklerini anımsatan Tatar, BM Genel Sekreteri'nin bu yeni öneriyi BM Güvenlik Konseyi'ne götürme teklifinde bulunduğunu, bu sayede barışçıl bir çözümün bulunabileceğini vurguladı. Tatar, "Bizim zaten bağımsızlığımız vardı, Kıbrıs'ta 1960'ta yapılan anlaşma bizim bağımsızlığımızı zaten gösteriyor. Bu yüzden eğer 'iki devletli çözüm' önerimiz onaylanırsa bağımsızlığımız yeniden tanımlanmış olacak." diye konuştu. Doğu Akdeniz'de istikrarın sağlanmasının önemine de işaret eden Tatar, Türkiye'nin de bölgede ve Ada etrafında haklarının olduğunu ve bölgenin öneminin hızla arttığını söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs'ta bir anlaşma için tüm yolları denedik ve bütün girişimler başarısız oldu. Uluslararası toplumun ve BM'nin egemen eşitliğimizi teyit etmesi halinde resmi bir müzakere için masaya oturabiliriz. Bu bizim hakkımız. Bölgede barış ve istikrar, bizim de arzu ettiğimiz bir husustur. Türkiye de bu konuda yıllardır bizi destekliyor, bu konuda müteşekkiriz. Eminim ki Kıbrıs Türkleri de amaçlarına ulaşacaktır." dedi. Kıbrıs konusunun temelinde "egemenlik probleminin" bulunduğuna da değinen Tatar, Kıbrıslı Rumların, Ada üzerinde sadece kendilerinin egemen olduğunu düşündüklerini ve Kıbrıs Türklerin de böyle bir otoriteyle kesinlikle görüşmeyeceğini, kendilerinin Rumlar kadar egemen olduklarını vurguladı.

2 yıl önce

ABD'li üst düzey yetkili, Ersin Tatar için "cumhurbaşkanı" ifadesini kullandı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından basın açıklaması yapan Nuland, "Şimdi kuzeye gideceğim ve Cumhurbaşkanı Tatar ile biraz vakit geçireceğim." diye konuştu. Nuland, konuşmasının devamında, "Sanırım bir hataydı. Nasıl diyorum kendisine? Sayın Tatar. Evet, özür dilerim. Kıbrıs'a gelmeyeli uzun zaman oldu. Biz kendisinden Sayın Tatar diye bahsediyoruz." dedi.

1 yıl önce

Guterres ile ikili bir görüşme yapacak olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs sorunu Türkiye olmadan çözülmez

Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurul Görüşmeleri için New York'ta bulunan Tatar, açıklamalarda bulundu. ABD'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) yönelik silah ambargosunu 2023 için kaldırma kararını kınayan Tatar, bu kararının kabul edilemez olduğunu söyledi. Güney Kıbrıs'ın zaten silahlandığına ve bu tür silahlanmanın hiçbir fayda sağlamayacağına dikkati çeken Tatar, ''Bu (karar) Ada'yı daha da fazla silahlandırmak suretiyle bölgedeki gerginliği ve bölgedeki tansiyonu yükseltir ve bu da kimsenin işine gelmez. Bu gerçekten iyi bir hareket değil, Rumların bana göre bir çılgınlığıdır. '' değerlendirmesinde bulundu. ABD'ye bu kararı yeniden gözden geçirmesi çağrısı yapan Tatar, ''Alet olacakları iş, böyle bir silahlanmayla, eğer bu silahları vereceklerse, Kıbrıs'ta gerçekten hiç arzu edilmeyen birtakım gerginliklere vesile olacak.'' dedi. BM'DE YAPILAN KKTC'NİN TANINMA ÇAĞRISI İLE DÜNYAYA YENİ BİR MESAJ VERİLDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'na hitabında KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak tanınması çağrısıyla "tarih yazıldığını", tanınma konusunda bir aşama daha kaydedildiğini ve dünyaya yeni bir mesaj verildiğini söyleyen Tatar, ''Uluslararası camiaya demek istediğimiz Kıbrıs'ta iki ayrı devlet vardır.'' ifadesini kullandı. "KKTC'Lİ GENÇLER İZOLASYON NEDENİYLE SPOR MÜSABAKALARINA KATILAMIYOR" Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyon nedeniyle gençlerin uluslararası spor müsabakalarına katılamadığına da dikkati çeken Tatar, ''Kıbrıs Türklerine uygulanan bu kadar haksızlığı bizim daha fazla kabul etmemiz mümkün değil. O yüzden bizim uluslararası camiayı bir kez daha Kıbrıslı Türklere yapılan bu haksızlıkları gözden geçirmeye davet ediyoruz.'' dedi. Hem ekonomik hem ticari hem kültürel hem sosyal ilişkilerin geliştirilmesiyle esasında tanınma yolunda KKTC'de çok büyük mesafe alındığını belirten Tatar, ''Ama tabii bunu siyasi çalışmalar da desteklemek gerek, siyasi çalışmalarla bütün bu ilişkileri daha meşru bir zeminde gelişmesi için çalışmalar yapmak (gerek). '' diye konuştu. 'İNGİLTERE, GARANTÖR ÜLKE SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMİYOR' Kıbrıs'ta üç garantör ülkeden biri olan İngiltere'nin Kıbrıs tutumunu değerlendiren ve garantör ülke sorumluluğunu yerine getirmediğini vurgulayan Tatar, şunları söyledi: ''Şimdi hala daha öyledir. İngiltere seyirci kalıyor. İngiltere Kıbrıs'ta şartların Kıbrıs Türklerinin aleyhine, Kıbrıs Rumlarının lehine bu şekilde cereyan etmesine tamamıyla seyirci kalmıştır. Hiç kılını kıpırdatmamıştır çünkü güneyde üstleri var, kendi menfaatleri var. Bunu üzülerek söylüyorum ama gerçekten Kıbrıs'ta bu kadar adaletsizliğe seyirci kalan, tarafsız olması gereken bir garantör ülkenin sorumsuzluğu bu kadar sürdürmesi beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Hala daha ambargo ve izolasyonlar altında her türlü haksızlığa uğrayan Kıbrıs Türk halkına seyirci kalıyorlar.'' 'KKTC'YE DİREKT UÇUŞLAR İÇİN BİR RUS FİRMASI SİVİL HAVACILIK İDAREMİZE BAŞVURDU' Rusya'dan KKTC'ye direkt uçuşlar olacağına dair basında çıkan haberleri de değerlendiren ve bundan memnuniyet duyacaklarını belirten Tatar, şöyle devam etti: ''Şu anda benim bilgim Rus kökenli bir firmanın bizim sivil havacılık idaremize uçuşlar için başvurduğu şeklinde. Bizimkiler de Türkiye sivil havacılıkla istişare etmek suretiyle kendilerine hangi koşullarda uçakların Ercan Havalimanı'na inip kalkacağı konusunda bir cevap vermişler ve bu cevabı şu anda tekrar değerlendiriyorlar ama neticede bu uçuş direkt olur mu, olmaz mı ondan emin değilim. Bir çalışma olduğunu biliyorum.'' BM'DE ÜÇLÜ GÖRÜŞME OLMAYACAK New York'ta bu yıl BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Kıbrıs Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis ile üçlü bir görüşme olmayacağını dile getiren Tatar, Şubat 2023'te Rum kesiminde seçimler olacağını ve Anastasiadis'in artık aday olmadığını aktardı. Guterres ile ikili bir görüşme yapacak olan Tatar, görüşmede BM Genel Sekreteri'ne Kıbrıs sorununun tek çözümünün kuzeyde ayrı bir egemen devlet olduğunu ve Kıbrıs sorunu da asla Türkiye olmadan çözmeyeceklerini ileteceğini söyledi. RUM KESİMİNE BASKI YAPILMASI ÇAĞRISI Rum kesimine hidrokarbon zenginliklerinin ortak bir komiteyle araştırılması, elektrik ve enerji alanında iş birliği, Türkiye'den gelen suyun paylaşılması, mayın tarlalarının temizlenmesi, düzensiz göç konusunda birlikte hareket etmek gibi önerilerde bulunduklarını anlatan Tatar, Guterres'ten önerdikleri iş birliklerinin uygulanması için Rum yönetimine baskı yapmasını da isteyeceğini belirtti. 'HER TÜRK VATANDAŞININ BİR KEZ OLSUN KKTC'Yİ ZİYARET ETMESİ GEREK' Tatar, 15 Kasım'da yeni havalimanının açılmasıyla KKTC'ye Türkiye'nin çeşitli hava meydanlarından ulaşma imkanı olacağını da ifade ederek ''Her Türk vatandaşının bir kez olsun KKTC'yi ziyaret etmesi lazım.'' dedi.

7 ay önce

Adada Türk askerine karşı yeni tahrik! Ersin Tatar: Bize karşı husumet besliyorlar

Pile-Yiğitler yol yapımını engellemeye çalışan BM Barış Gücü askerleri, bu kez de sınır kapısı noktasında bulunan Türk askerine saldırdı. Pile olayları sonrası tüm BM askerlerinin Türk askerlerine karşı bir husumet beslediğini ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 'Biz yapılmaya çalışılan gerginlikle ilgili gerekli şikayetleri yaptık ve BM soruşturma yapılacağını söyledi. BM Barış Gücü askerlerinin Türk askerlerine saldırması ile ilgili şikayetlerin soruşturması şu anda yapılmaktadır. Bekleyeceğiz göreceğiz ve soruşturmanın takipçisi olacağız' dedi.

1 2